DİĞER
"Metin Bey’in potansiyelinin ne kadar zengin olduğunu biliyordum, ama tahminlerimin üstünde biriyle karşılaştım. Bir de beni şaşırtan ne oldu biliyor musun; bu kadar doğuştan yetenekli, bu kadar o yeteneğin üzerine çalışmasıyla ve bilgi birikimiyle kendisini donatmış bir insanın daha öfkeli olmasını beklerdim, burada, bu ülkede…"
"Feminist eleştiriden sembolizme, Marksist eleştiriden psikanalitik eleştiriye, metinlerarasılığa kadar çok çeşitli okullardan, yordamlardan geçerek, bilgiyi süzerek kendi bakışını, kendi metnini oluşturur Ergun. Buradaki feminist eleştiri ise radikaldir, dünyayı kökten değiştirme arzusuna yöneliktir."
"Çocukluğumdan beri tanıdığım, henüz entelektüel değerini anlayacak yaşta olmadığım için güzelliğini hayranlıkla seyrettiğim, o aklımla zarafetine hapishaneyi bir türlü yaraştıramadığım, sonra nice kitabı çevirisinden okuduğum, daha da sonra birlikte çalışma onuruna erdiğim Seçkin Selvi’nin hayatı... Ve o hayat öylesine zengin ki, hâlâ yepyeni şeyler öğreniyorum."
“Polemik başlatmak, sansasyon yaratacak bir şeyleri gündeme getirmek gibi bir derdim olmadı. Kitap öyle bir kitap değil. Metni baştan sona okuyanlar bunu zaten anlayacaktır. Ben bir insanın hayatının peşine düştüm, bu yolculukta bana neler olduğunu da yazdım. Mehmet’i yazmak zordu, onun peşine düşen biri olmak da zordu.”
"Burada Kafkas Tebeşir Dairesi’ndeki sorunu yeniden hatırlayabiliriz: Çocuğun anası onu doğuran mıdır, emek verip büyüten mi? Memet Fuat, Nâzım’ın biyolojik oğlu değildi ama emek verip büyüttüğü oğluydu."
Eski K24 editörü, yazar Sibel Oral, Mehmet Hikmet'in biyografisini kaleme aldı: "Ülkesine ve babası Nâzım Hikmet'e hasretle büyüyen bir çocuğun, ilk kez yayınlanan mektuplarla, kartpostallarla ve tanıklıklarla birlikte, 1950'lerden günümüze Türkiye'nin entelektüel panoramasını çizen kırık hikâyesi" Doğan Kitap'tan önümüzdeki hafta yayımlanıyor. Kitaptan yazar Gündüz Vassaf'la yapılmış söyleşiyi içeren bir bölümü Tadımlık olarak sunuyoruz.
"Bundan önce de 'yol sesi' heyecanıyla pek çok kez yollara düştü, gördüklerini de (elbette) yazdı Zeynep Oral. Ülkelerden çok 'bilmediğimiz, tanımadığımız, merak bile etmediğimiz, tanımaya pek de çalışmadığımız toplumlar'ı yazdı. İçlerinde özellikle Katmandu’dan Meksika’ya’yı unutamam. Bu seferki 'yol sesi' masa başından yükseliyor."
"İllüstrasyonun yaşamımıza tatlı tatlı sızmasından kendi adıma müthiş haz alıyorum. Sayıları hızla artan genç illüstratörler başardı bunu. Kat edilecek daha çok yol, çözülmesi gereken çok sorun var elbet. Ama üretim artarak devam ediyor. O halde sözü onlardan birkaçına bırakmanın zamanı şimdi..."
"Oral yasaklı (ya da en azından ‘sakıncalı’) bir dilden (Kürtçe) gelen bir yazar olarak, majör dilin içinde, kendi yasaklı dilinin hayaletini dolaştırıyor, tıpkı, mesela Sevim Burak’ın Yidiş dilini edebiyatında bir hışırtı gibi dolaştırması, dilde arızalar çıkarması gibi."
İyi yaptığımız şeylerden vazgeçmeme, eksiklerimizi giderme ve bugüne dek yapamadıklarımızı yapmayı deneme kararlılığıyla yola devam ediyoruz
Selim İleri: Bir fanusun içindeyim, doğru fakat hiçbir şekilde koruma altında olduğumu söyleyemem. Hiçbirimiz söyleyemeyiz...
Kitaplarla ve yazarlarla ilgili yazı yazmak isteyenleri “K24 Yayın Masası”na davet ediyoruz. On hafta, toplam otuz saat sürecek atölyemiz sertifikalıdır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.